Geçen gün televizyona yine bir uzman çıktı. Konunun ne kadar önemli olduğunu anlattı. Özellikle çocuklukta başlayan obezitenin, ileride birçok ciddi hastalığa sebep olabileceğini belirtti. Kesinlikle katılıyorum. Fast food ile makarna, patates cipsi ile büyüyen çocuklar değildik biz. Ailemizin bir yemek saati olurdu ve sebze, meyve, et ürünleri, süt ürünleri yerdik biz. Kahvaltı ederdik.
Zaman değişti. Şimdi çoğu evde anneler de çalışıyor. Evin geçiminin sağlanması için o da çalışmak zorunda kalıyor. Durum böyle olunca; ya bakıcılar ya da anneanne/babaanneler çocuklara bakmaya başlıyor. Bakıcılar, "istisnalar kaideyi bozmaz", çocukların yeterince dengeli beslenmesini sağlayamayabiliyor, yeterince ilgilenemeyebiliyor. Anneanne/babaanneler ise, "istisnalar kaideyi bozmaz", kendilerine emanet edilen çocuğa iyi baktıklarını ispatlayabilmek için, çocuğa durmadan yemek yediriyor. Ayrıca çok sevdikleri için, onlara zarar verebilecek yiyecekleri yemelerine de göz yumabiliyorlar. Eğer çocuk şanslıysa ve annesi bakabiliyorsa; yemezse çocuklarının açlıktan öleceğini düşünen anneler, çocuklarını zorla yedirmeye başlıyorlar. "Yemezsen arkandan ağlar.", "Yemezsen seni köpekler ısırır" gibi çoğaltılabilecek birçok söylem kulaklarınızı çınlatıyordur sanırım.
Bütün bu saydığım kişiler, bunları sağlıklı yiyecekler vererek yaptıkları gibi, sağlıksız yiyecekler vererekte yapabiliyorlar. Bebek ve çocuklara bol miktarda patates cipsleri, çikolatalar, asitli içecekler, fast food yiyecekler veren ebeveynler, anneanne/babaanneler, bakıcılar da var.
Bütün bunları topladığınızda oluşan tablo ise obezite. Sağlıksız bir gelecek, sağlıksız bir toplum. Bu nedenle yemek alışkanlıklarımızı tekrar gözden geçirerek, bebeklerimize, çocuklarımıza geleneklerimizde de olduğu gibi ev yemekleri vermeli ve daha çok yemek yemesi için zorlamadan, baskı yapmadan büyütmeliyiz.
0 yorum:
Yorum Gönder