"Devlette göreve başladıktan sonra, 1946 yılında, İzmir'de bulunan babamın çağırmasıyla İzmir'e gittim.
Çağrılma sebebim, babamın asker arkadaşının torunuyla evlendirilmekmiş. Bu hayırlı işi ben de kabul ettim ve 1930, İstanbul Kozyatağı doğumlu Necla Bilgin ile evlendim. Bu evlilikten oğlum Osman Nuri(1947), kızım Tülay(1948) ve oğlum Orhan(1956) dünyaya geldi."
Oğlu Osman Nuri'yi 16 yaşında kanserden kaybetmiş, Orhan'ı ise 35 yaşında trafik kazasında.Sadece kızı Tülay hayatta.(yani annem)
Bu konunun açılması bile onu tedirgin etti. Süratle konudan uzaklaşıyor.
Necla Hanımla evlendikten sonra, birçok sefere onu da götürmüş. Bunların içerisinde en uzun 30 günlük Akdeniz turu onun için en ilginç olanı. Hemen anlatmaya başlıyor.
"İstanbul'dan hareket ettik; Pire, Napoli, Cenova, Marsilya ve Barselona'da demirledik. İlk durağımız Pire Limanıydı. Buradan 2 gün sonra hareket ettik ve Marsilya, Cenova, Napoli Limanlarına geldik. Gece 24:00te hareket ettiğimizde dışarıda 10 şiddetinde denizle karşılaştık. (Bu tarihte Enspektör olarak görev infaa etmekteydim.) Dalgalarla boğuşarak çok zor şartlar altında İskenderiye Limanı yolcu salonu önüne bağladık. Orada 2 gün kalarak hareket ettik ve gene fırtınalarla boğuşarak Kıbrıs - Magosa Limanına gemiyi bağladık.
Eşim fırtınalardan çok korktu ve Magosa'da gemiden ayrılarak, Magosa-Mersin seferi yapan feribotla İstanbul'a gitti." kendini tutamayarak gülüyor ve hemen ekliyor:
"Bu seyahatlerimiz esnasında, uğradığımız tüm limanları eşime gezdirdim. O da çeşitli alışverişler yapmayı ihmal etmedi."
0 yorum:
Yorum Gönder